10 Haziran 2010 Perşembe

61'in Gizemi ... :D

61=Trabzon'un Plaka Kodu
1461=Trabzon'un Fethi
0462=Trabzon'un Telefon Kodu




Trabzonspor'un şampiyonluk Sayısı=6
Kaçırdığı Şampiyonluk=1
Yan Yana Koyunca=61

Trabzonspor'un Kuruluşu=1967
Trabzonspor'un şampiyonluk sayısı=6
ve 67-6=61


61... 6+1=7
Trabzon'u Fetheden Fatih Sultan Mehmet 7. Padişahtır.

     Bendeki yansımalar.. :D
Geçen Yılki Yurt Numaram = 61
İdeal kilom=61


Bu seneki yurt Numaram = 122
Yurt Öğrenci listesindeki Sıram=6
6122.....61...


İsmimin ilk Harfi 'E' nin alfabedeki sırası= 6
İsmim söylenince akla gelen kişi=Hz.Ebubekir
Hz.Ebubekir kaçıncı halife= 1
6-1=61


Doğum Tarihim= 06.01.19..
                             6   1  ............ 61
En Fazla Kullandığım Otobüs= Beyazıt-Taksim
 peki numarası kaç= 61B

Kaldığım YUrdun yanında bir han var..sigara içmeyek için hep orayı tercih ederim..
Peki Hanın Numarası kaç= 57-61

29 Mayıs 2010 Cumartesi

Evliya Çelebi-Trabzon

Seyahatnâmeden;Karadeniz'in doğu kıyılarını bir taç gibi süsleyen Trabzon için bizim tatlı sözlü seyyahımız Evliya Çelebi şöyle der:



- Bu şehre küçük İstanbul denilse yeridir. İrem bağları gibi süslü bir şehirdir burası. Hamsi balığı pek meşhurdur. Onun için şu beyitleri söylerler:


Trabzondur yerümüz


Ahça tutmaz elümüz


Hamsi paluk olmasa


Nic'olurdu halumuz






Evliya Çelebi, Trabzon'u bütün özellikleriyle anlata dursun biz, adı üzerindeki söylentilere geçelim:Bir zamanlar Trabzon'un bulunduğu yerde küçük, şirin bir kasaba varmış. Bir gün, kasabaya, tozu dumana katarak dört nala, bir atlı girmiş. Doğruca nalbant dükkanına giderek haykırmış:


- Atım terini soğutmadan tiz nallayın! Yoksa hepinizi kılıçtan geçirim.


Herkes, süvarinin heybetinden titremeye başlamış. Nalbant hemen dört nal hazırlayıp süvariye uzatmış:


- Yiğidim, gör nalları! Beğenirsen çivileyelim, demiş.


Süvari nalları şöyle bir yoklamış, avucunda sıkarak iki büklüm edivermiş:


- Ben teneke değil, nal isterim! diye gürlemiş.


Nalbant bu defa, halis çelikten dört nal hazırlamış, atını nallamış. Atlı yabancı memnun. Cebinden bir altın çıkararak nalbanta uzatmış. Nalbant, altını parmakları arasında şöyle bir sürtüştürmüş. Paranın bütün yazıları silinmiş. Kendine dikkatle bakan atlıya:


- Al bu bozuk altını! Baksana tuğrası bozulmuş, diye uzatmış.


Yiğit adam şaşırmış, bir altın daha çıkarmış. Nalbant bir sürtüşle, onun da tuğrasını bozmuş. O zaman atlı, karşısındakinin hiç de yabana atılır birisi olmadığını anlamış:


- Hey, demiş. Atla atına, düş peşime. Sen bir nalbant dükkânına değil, er meydanına layıksın.


O günden sonra bu kasabanın adı "Tuğra bozan" olmuş. Ve bu isim, zamanla "Trabzon" biçiminde söylenmiş.






Bir başka söylentiye göre de, Trabzon kalesi, sofraya benzer, yuvarlak, kesme taşlardan yapılmış. Bugün bile Trabzon'un Harmankaya'sında bu taşlardan varmış. Sofraya benzetilen taşlardan... Rumlar, sofraya "trabeze" dediklerinden, şehrin adı da Trabzonolmuş.






Evliya Çelebi'miz, Trabzon'un ilk kurucusunun, zevk ehli, şen şatır bir kadın olduğunu, bundan dolayı bu şehre, neşeli kadın anlamına gelen "Tarb-zen" denildiğini, ya da suyu ve havasının hoşluğundan dolayı "tarb-ı efzun" adının verildiğini kaybeder. Bazı kitaplarda da, Trabzon adının "Tuğra basan" dan geldiği, bu şehirde de, sultanların kendi adlarına tuğralı sikke, yani madeni para bastırdıkları kayıtlıdır.
http://www.yeniosmanlilar.org/index.php?option=com_content&task=view&id=537&Itemid=42
http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?t=85089&start=20

27 Mayıs 2010 Perşembe

Trabzon Meydan Parkı'nın yeniden düzenleme projesi tamamlandı.

Trabzon Meydan Parkı'nın yeniden düzenleme projesi tamamlandı.






Trabzon Belediyesi tarafından meydan parkını yeniden düzenlemek için hazırlanan proje çalışması tamamlandı.






Trabzon Belediyesi Kent Tasarım Ofisi, KTÜ, Mimarlar Odası gibi STÖ’lerin de destekleriyle hazırlanan proje ile birlikte Atatürk Alanı, İskenderpaşa Camii çevresi ve mevcut belediye binasını içine alacak şekilde yeniden düzenlenmesi planlandı.




Trabzon Belediye Başkanı Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, tamamlandığında Avrupa’nın en güzel meydanlarından biri olacağına inandıkları Meydan Parkı düzenleme projesinin bitirildiğini belirterek, “Projeyi bu hafta içerisinde Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu'na göndereceğiz. Yaklaşık 5 milyon TL’ye mal olacak bu projeyi kentimizde yapılacak olan 2011 Avrupa Gençlik Olimpiyatları öncesi Trabzonluların hizmetine sunmayı planlıyoruz” diye konuştu.



Ne De Olsa Bize Her Yer Trabzon

ABD TS Club standı açıldı




    Trabzonspor Genel Sekreteri Hasan Yener ve Genel Müdür Sinan Zengin, Amerika'da Türk günü festivaline katıldı.


    Trabzonspor Genel Sekreteri Hasan Yener ve Genel Müdür Sinan Zengin, Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu (TADF) tarafından bu yıl 29'uncusu düzenlenen Türk Günü festivaline katıldı.






   Türk Milli Takımı’nın da katıldığı festivalde ilk kez Trabzonspor Standı açıldı. TS Club ürünlerinin satışının da gerçekleştirildiği stantta Genel Sekreter Hasan Yener ve Genel Müdür Sinan Zengin taraftarlarla yakından ilgilenerek, kendileriyle bol bol hatıra fotoğrafı çektirdiler.






    Genel Sekreter Hasan Yener, Amerika’da kendilerine gösterilen ilgiden son derece memnun kaldığını belirterek, “Standımızda yer alan ürünler 2 saat içinde tüketildi. Gördüğümüz yoğun ilgi bizleri memnun etti. Bu da Trabzonspor’un taraftar potansiyelini bir kez daha gözler önüne serdi. Taraftar potansiyelini gördükten sonra ileride Amerika’da TS Club Mağazası açabileceğimizi düşünüyoruz” dedi.

http://www.haber61.net/news_detail.php?id=58462

25 Mayıs 2010 Salı

yorumsuz...

Küçük Mahir'in Trabzonspor Aşkı

Ne mutlu ona...Üzerinde taşıdığı forma memleketinin takımının forması..İstanbul takımlarını tutmak zorunda değil..Onun yaşındaki kaç çocuk bu ayrıcalığa sahip...

24 Mayıs 2010 Pazartesi

Trabzonlu Ataoğlu ailesinin kahreden dramı

Gürcistan’ın Zestafoni şehrinde 19 Haziran 2007’de lokantalarına zorla giren Gürcüler ile çıkan kavga sonucu bir Gürcü’nün bıçaklanması olayına karıştığı iddiasıyla Gürcistan’da 15 yıl hapse mahkum edilen Alican Ataoğlu hapiste kötü şartlar nedeniyle verem ve zehirli mantar hastalığıyla boğuşuyor.



DOKTORLAR ‘GÖNDERİN’ DİYOR SAVCILIK ENGELLİYOR



Ailesinin hiç yere 15 yıla mahkum edildiğini ifade ettiği Alican Ataoğlu, Gürcü zindanlarında verem hastası oldu. Ailesi Alican Ataoğlu’nun Gürcü doktorları tarafından Türkiye’ye gönderilmek istendiğini ancak savcılığın izin vermediğini söylediler. Alican Ataoğlu’nun abisi Levent Ataoğlu’ da kardeşinin verem hastalığıyla ölüm-kalım savaşı verdiğini belirterek, “Kardeşim çeşitli hastalıklarla o zor şartlar altında hayat mücadelesi veriyor. Kardeşim için oranın doktorları Türkiye’de tedavi olması lazım diyorsa da buna Gürcistan savcıları müsaade etmiyor. Bu nasıl iştir” dedi.




TEK SUÇU BAYRAĞINI KORUMAK



Gürcistan’ın Zestafoni şehrinde 3 yıldır tutuklu bulunan Alican Ataoğlu’nun annesi Emine Ataoğlu, oğlunun tek suçunun bayrağını, namusunu ve ekmeğini korumak olduğunu söylüyor. Anne Ataoğlu, “Çocuğumun tek suçu, bayrağını, namusunu ve ekmeğini korumaktı. Oğlum böyle yapınca onlar çılgına döndü ve daha kötü davranmaya başladılar Alican’a. Türk olduğun için sana bak neler yapacağız dediler. Türk büyüklerimizden yardım istiyorum” diye konuştu.




CUMHURBAŞKANIMIZDAN YARDIM İSTİYORUM



Oğlu Alican Ataoğlu’nun suçsuz olduğunu iddia eden yüreği acılı anne Emine Ataoğlu, olay anında oğlunun yanında bulunan arkadaşı Köksal Yıldız’ın yaralanan Gürcü’yü kendisinin bıçakladığını itiraf ettiğini iddia ederek, “Köksal Yıldız Gürcü’yü ben bıçakladım suçlu benim diyor. Ancak oğlum hala suçsuz yere içeride yatıyor” diye konuştu.









Gürcülerin Türk düşmanlığı yaparak oğlunu 15 yıl hapse mahkum ettiğini belirten anne Emine Ataoğlu, “Ben Sayın Cumhurbaşkanımızdan, Başbakanımızdan, Dışişleri Bakanından destek istiyorum. Cumhurbaşkanımız bu işi duysa buna çözüm getireceğinden eminim. Çünkü duyarlı bir insan olduğuna inanıyorum” ifadelerini kullandı.



GÜRCÜ AİLEYİ EVİMİZDE AĞIRLADIK



Emine Ataoğlu, eşinin Gürcistan ile bağlantıları olduğundan dolayı evlerinde Gürcü misafir ağırladıklarını söyledi. “Ben onlara onların benim oğluma yaptıklarını yapmadım. Ben de onlara kötü davranabilirdim” diyen Emine Ataoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Gürcü aileyi ağırladık. 20 gün kaldılar. Aileleri teşekkür ettiler bizi. Eşim orada bir gürcü ile tanışmıştı. Bende kötü davranabilirdim onların oğluma kötü davrandığını düşünerek ama davranmadım. Bizde misafir olan gürcüler bile ülkelerine lanet ettiler”



İRAN OĞLUMUN YANINDAKİ SUÇLUYU ALDIRDI



Anne Ataoğlu ilginç iddialarına şöyle devam etti: ”Alman gelip Türkiye Cumhuriyeti ülkesinde tecavüz ettiğinde Alman hükümeti vatandaşına gelip sahip çıktı. İstanbul’da bir Amerikalı tarafından öldürülen Türk vatandaşı için Amerikan makamları Amerikalının Türkiye’de yargılanmasına izin vermedi. Kendileri yargıladı. Bizim hükümetimiz ise bunları yapamıyor. Bizim vatandaşlarımızın başka bir ülkede başına bir durum geldiğinde kurtarılamıyor. İranlı bir vatandaş benim oğlumla aynı cezaevinde yatıyordu. Bir gece İran hükümeti onu aldı oradan bir iki ay önce oldu bu olay. Benim çocuğumu alacak bir el yok mu. Allah aşkına bir yardım edin”



BAKAN ÖZAK’LA KONUŞTUM



Yüreği acılını anne oğlunu kurtarmak için her türlü yolu denerken konuyu Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Özak’a açarak devlet kanallarından yardım istedi. Anne Emine Ataoğlu, “Ben Sayın Cumhurbaşkanımızdan, Başbakanımızdan, Dışişleri Bakanından destek istiyorum.






Ben Başbakan’a 7 Temmuz 2009’da Trabzon’da yaptığı mitinginde ulaştım. Başbakan konuyu bilmiyordu. Sizinle özel görüşmem gerekiyor başbakanım dedim. Başbakan önemli bir işinin olduğunu söyledi ve beni Bakan Faruk Özak’a yönlendirdi. Faruk Bey’e konuyu ilettim. Ben bu devlet büyüklerimden yardım istiyorum. Ekmek istemiyorum, çocuğumun Türkiye’ye gelmesini istiyorum. Şu anda benim evladım burada olsaydı askeri vazifesini yapacaktı” dedi.




CUMHURBAŞKANLIĞINDAN AÇIKLAMA GELDİ



Oğlunu kurtarmak için her yolu deneyen anne devlet büyüklerinden yardım isterken anneye cevap Cumhurbaşkanlığı kanalından geldi. Anne Ataoğlu, Cumhurbaşkanlığından kendisini aradıklarını ifade ederek, “Sizin başvurunuzu dikkate aldık. Gelişmelerden size haberdar edeceğiz” dedi.





GİTTİĞİNDE 17 YAŞINDAYDI



Emine Ataoğlu şunları kaydetti: “Henüz liseyi bitirdiği yaz idi. Babasının kardeş ülke dediğimiz Gürcistan’da açmış olduğu bordo-mavi isimli iş yerine göndermiştim onu. Bir gece yarısı 5 Türk düşmanı gürcü tarafından talan edilen işyerimizde kendilerini koruma amaçlı bir bıçaklı yaralama olayı oldu. Fakat Türk düşmanı birkaç tane Gürcistan’daki hukuk adamı bunları suçlu grubuna sokarak 14-15 yıl ceza vermiştir. Şuanda benim çocuğum 21 yaşında. Sedef hastası idi, oradaki olumsuz şartlardan dolayı sedefi zehirli mantara çevrildi. Verem oldu, kalbinden rahatsız, 21 yaşında olmasına rağmen şekeri yükseldi. Orada şuanda revirde yatıyor. Cezaevinin doktoru oğlumun tedavisinin Türkiye’de yapılması gerektiğini yazıp imzalamasına rağmen Türkiye’ye gönderilmiyor. Gürcü hukuk adamları bunlara engel oluyor. Bunu ancak size değil sıkıysa Türk büyükleri alsın dediler bize. Siz Türk olduğunuz için 1-0 geriden başlıyorsunuz dediler. Saakaşvili Türk dostuyuz diyor, ama bunlar Türk düşmanı”



TÜRK BAYRAĞINI TİŞÖRTÜNE SARDI



Anne Ataoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Gürcüler, orada Türk bayrağını, Trabzonspor bayrağını indirdiler. Türk bayrağını parçaladılar. Benim çocuğum sırtındaki tişörtünü çıkardı ve Türk bayrağını tişörtüne sardı. 17 yaşındaydı o zamanlar.



CUMA GÜNLERİ GÖRÜŞÜYORLAR



Kardeşi ile Cuma günleri görüştüğünü söyleyen ağabey Levent Ataoğlu da kardeşi için elinden geleni yapıyor. Alican’ın Türkiye’ye getirilebilmesi için her yolu deneyen Ataoğlu, Alican ile her Cuma günü telefonla görüştüklerini söyledi. Levent Ataoğlu, kardeşi Alican’ın kendisine çok zor durumda olduğunu ve biranönce Türkiye’ye dönmek istediğini söylediğini ifade etti.














Olayın geçmişi: Gürcistan’ın Zestafoni şehrinde bordo-mavi isimli lokanta işletirken 19 Haziran 2007’de gece yarısı 5 alkollü Gürcü vatandaşı ile çıkan tartışmanın büyümesi üzerine kavgada bir Gürcistan vatandaşı bıçakla hafif şekilde yaralanıyor. Bu olayın ardından Alican Ataoğlu’nun babası Cevdet Ataoğlu, Gürcü polisini arıyor ve yardım istiyor. Olay yerine intikal eden Gürcü güvenlik güçleri, olaya karıştığı iddiasıyla Alican Ataoğlu, Köksal Yıldız’ı 15 yıl hapse mahkûm ediyor. 3 yıldan beri uygunsuz şartlarda tutuklu bulunan Türk vatandaşlarından Alican Ataoğlu (21) sedef hastası olup halen zehirli mantar ve ikinci derece verem teşhisi ile tedavi görüyor. Gürcü doktorlar Alican’ın Gürcistan’daki imkânlarla tedavi edilemeyeceğini ve Türkiye’ye sevkini imzaladılar. Ancak Gürcü yetkililer Alican’ı bırakmamakta ısrarlı.



Haber: Batuhan Hazar ÇAVDAR / Haber61.net
http://www.haber61.net/news_detail.php?id=58309